Katılım Bankalarında Birleşme Yolda

Dilek Güngör’e göre kamu sigortasında başarı getiren birleşme modeli, Ziraat, Vakıf ve Halk Katılım’ın tek çatı altında toplanmasıyla İslami finansı büyütebilir

Ekonomi yazarı Dilek Güngör, kamu sigorta şirketlerinin birleşmesiyle elde edilen başarının, şimdi katılım bankacılığı için de yol uygulanabileceğini yazdı. Güngör’e göre, kamu katılım bankalarının tek çatı altında toplanması İslami finansın büyümesine katkıda bulunabilir.

Ekonomi yazarı Dilek Güngör, köşe yazısında kamu sigorta şirketlerinin birleşmesiyle ortaya çıkan Türkiye Sigorta başarısını hatırlatarak, benzer bir modelin katılım bankacılığı için de gündeme geldiğine dikkat çekti. Güngör’e göre, Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve Halk Katılım’ın birleşmesi; ölçek, verimlilik ve karar alma hızını artırarak Türkiye’nin İslami finans hedeflerine ivme kazandırabilir.

Sigortada Başarı Getiren Model

2019 Aralık ayında kamuya ait sigorta, hayat ve emeklilik şirketleri Türkiye Varlık Fonu (TVF) çatısı altında birleştirilmişti. Ziraat Sigorta, Halk Sigorta ve Güneş Sigorta’nın tek çatı altında toplanmasıyla Türkiye Sigorta AŞ, kamu emeklilik ve hayat şirketlerinin birleşmesiyle ise Türkiye Hayat ve Emeklilik AŞ kurulmuştu.

Bu yapı, sektörde ölçek ekonomisi yaratırken kamu sigortacılığını küresel rekabette elini güçlendirdi.

Katılım Bankaları İçin Benzer Adım Mı Geliyor?

Ekonomi yazarı Dilek Güngör, köşe yazısında sigortacılıkta başarıyla uygulanan bu modelin şimdi kamu katılım bankaları için gündeme geldiğini aktardı. Buna göre; Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve Halk Katılım’ın birleştirilmesine yönelik hazırlıklar yeniden hız kazandı.

Hatırlanacağı üzere Halkbank, Mayıs ayında katılım bankacılığı alanında faaliyet göstermek üzere BDDK’ya başvurmuş, Halk Katılım’ın faaliyetine devam ettiği açıklanmıştı.

Pazar Payı Hedefi Bir Türlü Tutmadı

Türkiye’de katılım bankalarının toplam bankacılık sistemi içindeki payı uzun süredir tartışma konusu. 2017’de yüzde 5 seviyesinde olan pazar payı, 7 yılda ancak yüzde 8’in biraz üzerine çıkabildi. Eylül ayı itibarıyla bu oran yaklaşık yüzde 9 seviyesinde bulunuyor.

Dilek Güngör’e göre, kamu katılım bankalarının birleşmesi durumunda sistemin büyümesi kaçınılmaz hale gelebilir.

İslami Finansta Küresel Yarış

Küresel İslami finans varlıkları bugün 6 trilyon doların üzerine çıkmış durumda. Mevcut büyüme trendinin sürmesi halinde bu rakamın 2029’a kadar 9,7 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Türkiye ise yaklaşık 127 milyar dolarlık İslami finans varlığıyla dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor. Bu tablo, Müslüman bir ülke olmasına rağmen Türkiye’nin potansiyelini tam olarak kullanamadığı yönünde eleştirileri beraberinde getiriyor.

Birleşmenin Getireceği Avantajlar

Köşe yazısında birleşmenin sağlayacağı avantajlara da dikkat çeken Güngör, güçlü ve büyük bir mali yapının;

  • Operasyonel verimliliği artıracağını
  • Karar alma süreçlerini hızlandıracağını
  • Yeni ve faiz hassasiyetine uygun finansal ürünlerin önünü açacağını
  • İslami finans ekosistemini büyüteceğini vurguluyor.

İstanbul Finans Merkezini Güçlendirir

Katılım bankalarının birleşmesinin, İstanbul Finans Merkezi vizyonuna da katkı sağlayacağı belirtiliyor. Bu adımın, Türkiye’yi bölgesel ölçekte İslami finans merkezi haline getirebilecek reformlardan biri olabileceği ifade ediliyor.

Sigortadaki Başarı Örnek Gösteriliyor

Bugün Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat ve Emeklilik, Genel Müdür Taha Çakmak yönetiminde güçlü büyüme performansları sergiliyor. Şirketler, üçüncü çeyrek itibarıyla geçen yıla göre yüzde 57 büyüme ve toplam 25,8 milyar TL kâr açıklamış durumda.

Sigortacılıkta başarıyla uygulanan birleşme modelinin, katılım bankacılığında da hayata geçirilmesi halinde benzer bir etki yaratabileceği değerlendiriliyor. Sonuç olarak, Dilek Güngör’ün de işaret ettiği gibi, katılım bankalarının birleşmesi Türkiye’nin İslami finans alanındaki rekabet gücünü artırabilecek önemli bir reform olarak öne çıkıyor. 

“Katılım Bankalarında Birleşme Yolda”

Yorum Yaz